Anıların Kokusu Nasıldır? Koku Hafızası Nedir?

Bir bebeğin annesini kokusundan tanıyarak sakinleşmesi…En ilkel duyu olan koku ile bebeklik anılarımızı dahi kayıt altına alabiliriz. Bu duyu diğer duyuların ortak etkisi ile insanların duygularını, aldığı kararları, yeme alışkanlıklarını ve sosyal davranışlarını yönlendirmektedir. Tüm bu etkinin farkında olan markalar, tüketici üzerinde etkin olabilmek için duyuları harekete geçirmenin gerektiğini anlamıştır.

Markaların Reklamlarında Kokuyu Kullanma Şekilleri Nelerdir?

Örneğin, reklamlarda, kötü koku simgelerini göstererek, bunun sebeplerini çiçek ve benzeri esanslarla yok etmeye çalışma ilişkisi amaç edilmiştir. Toplulukta fark edilen kötü konunun bir deodorant (parfüm) ile ortamı tamamen değiştirdiği ana fikirli reklamlarda örnek olarak gösterilebilir. Kokunun olumlu olumsuz her etkisi koku belleği oluşturmaktadır. Koku bu özelliği ile beynimizin ve ruhumuzun yönlendirmesini kabullenir ve öz irade oluşturmaya başlar.

Kokunun Bilimsel ve Sanatsal Gerçekliği

Fizyolojik , psikolojik, sosyal herhangi bir eylem kokunun etrafında şekillenir ve çeşitli çağrışımlara ortam hazırlar. Bilimsel anlatımıyla  Koku alma soğanı, anı hafızanın kaynağı olan hipokampüsün yanında olduğundan etkin anıları hatırlatır. Edebiyatta dahi koku betimlenerek çokça bir yardımcı öğe olarak kullanılmıştır. Anlatılan anılarda betimlenen fırındaki kekin kokusu, bahar çiçeklerinin kokusu, yazları gidilen çiftlikteki hayvan kokuları, kahvaltı sofrasında yer alan saksıdaki taze çiçek kokusu, tren yolculuğunda kompartımandaki koku, annelerimizin kokusu, nenelerimizin evlerinin kokusu, uzun yolculuktan sonra temiz çarşaflı nevresim kokusu, ahşap evin yıllanmış kokusu, okul sonu tatildeki deniz kokusu ve niceleri… Hepsi birer hikaye, masal, roman sayfasından alıntı gibi…

Koku Belleği Aktarılabilir mi?

Okurken hayal edebildiniz  değil mi? Bu kokunun öz belleğidir. Zihnimizde ve ruhumuzda yer eden karşılığıdır. En güçlü duyguda denilebilir. Hoş koku, insana ortamı sevdirirken; kötü bir koku insanda rahatsızlık uyandırır ve ortamı olumsuz olarak tanımlamasına sebep olur ve bu koku belleğini doğrudan etkiler. İçgüdüsel bir tavır alınmasına sebep olur. Ve bu tarihler boyu değişmeyen bir algıdır. Avrupa da kötü kokuların “hastalık sebebi” sayılması bu duruma örnek olarak verilebilir. Tüm bu olumsuzluktan kurtulmak içinde kullanılan yöntem güzel koku kullanma temellidir. Bu içgüdü sayesinde denenen tedavi yöntemlerinde hafızadaki veriler sürekli güncellenmiş ve tarihler boyu nesillere genetik kod olarak aktarılmıştır.